Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Sözcüsü Margaret Harris, Gazze’de insani dramın ulaştığı boyutu gözler önüne serdi.
İsrail ordusunun ablukası ve saldırıları, bölgedeki yaşamı zorlu hale getirdi. Gıda temin etmekte güçlük çeken Filistinliler arasında kıtlık nedeniyle ölümler yaşanıyor.
Harris, (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) Sözcüsü Jens Laerke, BM Cenevre Ofisi Sözcüsü Alessandra Vellucci ve İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Jeremy Laurence, BM Cenevre Ofisi’nin haftalık basın toplantısında, değerlendirmelerde bulundu.
Felaket düzeyinde açlıkla karşı karşıyalar
BM’ye bağlı kuruluşların hazırladığı Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırmasının (IPC) son raporunda, ve Gazze’nin kuzeyinde kıtlığın çok yakın olduğunun belirtildiğini hatırlatan Laerke, Gazze’nin kuzeyinde yaşayan nüfusun yüzde 70’inin (yaklaşık 210 bin kişi) felaket düzeyinde açlıkla karşı karşıya olduğunu söyledi.
“Gazze’nin kuzeyinde kıtlık eşiği çoktan aşılmış olabilir”
Laerke, “Anlaşılması gereken önemli konu, bu rakamların ‘en kötü senaryo’ olmadığıdır.” şöyle dedi:
Bu en olası senaryo. Açıkça söylenen (IPC tarafından) şey, Gazze’nin kuzeyinde kıtlık eşiğinin çoktan aşılmış olabileceğidir.
Savunma mekanizmaları tükenmiş durumda
Mart ortası ile temmuz ortası arasında en olası senaryoya göre, Gazze Şeridi nüfusunun yarısının (1,1 milyon kişi) felaket koşullarıyla karşı karşıya kalmasının beklendiğini kaydeden Laerke, bu duruma karşı savunma mekanizmalarının tükenmiş durumda olduğunu dile getirdi.
“Sağlık çalışanları, açlığın etkilerini giderek daha fazla gördüklerini söylüyor”
DSÖ Sözcüsü Harris de DSÖ ekiplerinin, düzenli olarak Gazze’nin kuzeyine ve izin verilen her yere gitmeye özen gösterdiğini vurguladı.
Harris, “Doktorlar ve sağlık personeli, açlığın etkilerini giderek daha fazla gördüklerini söylüyor.” dedi ve ekledi:
Gazze’de yenidoğanların ‘düşük doğum ağırlığı’ nedeniyle öldüğünü görüyorlar.
İnsani yardım çağrısı
Gazze’ye insani yardımların ulaştırılmasının önemine işaret eden Harris, bunlar yapılmadan ve ateşkes sağlanmadan yeterli sağlık hizmetini veremeyeceklerinin altını çizdi.
“İsrail, baskın düzenlediği Şifa Hastanesi’nde bazı gazetecileri gözaltına aldı. Bunlardan bazılarının serbest bırakıldığını ve diğerlerinin ise akıbetinin bilinmediği belirtiliyor. Şifa Hastanesindeki son durumdan haberdar mısınız? Gazetecilerin alıkonulmasını nasıl karşılıyorsunuz?” sorusu üzerine Laurence, savaşın yasalarının olduğunu vurgulayarak, buna göre (savaş sırasında) uluslararası insancıl hukuka saygı gösterilmesinin önemini vurguladı.
“İsrail iddia etse bile…”
Laurence, şu değerlendirmede bulundu:
İsrail, Hamas’ın bu hastaneleri uluslararası insancıl hukuku ihlal edecek şekilde kullandığını iddia ediyor.
İsrail, bu tesislerin uluslararası koruma statüsünü kaybettiğini iddia etse bile yapacağı herhangi bir saldırının, uluslararası insan hakları uyarınca tedbir ve orantılılık ilkelerine uygun olması gerekiyor.
Sözcü Vellucci ise İsrail’in gazetecileri alıkoymasına ilişkin BM’nin New York’taki Sözcü Yardımcısı Farhan Haq’ın “Dünyanın her yerinde gazetecilere yönelik zorbalığa karşıyız.” yönündeki açıklamasını hatırlattı.